bugün

entry'ler (1)

dedeye mektup

Tam 1 gün öncesine kadar sapasağlamdın. Çanakkale'den dönüyorduk yoldaydık, sen anlamıştın bir şeylerin yolunda gitmediğini dedoşum, tereddütlüydün içten içe. Yüzün soluktu, halsizdin. Sorduğumuzda yol yordu diyordun hep ama gerçeği tek sen biliyordun. istanbul'a varmıştık, sen hemen eve çıkmış lavaboya girmiştin. biz ise salonda oturuyorduk, 15 dakika oldu sen çıkmadın bir şeylerin ters gittiği aklımızın ucundan dahi geçmemişti. Oysa anneannem anlamıştı çünkü sen çok durmazdın lavaboda. Bir anda kapıyı açtı anneannem ve sen mosmor bir halde klozette oturuyordun. O an seni hemen hastahaneye götürdük yoğun bakıma aldılar seni, sen artık makineler ile hayatta kalıyor onlar sayesinde nefes alıyordun. gece gündüz demeden 2 gün boyunca yoğun bakım ünitesinin önünde nöbet tuttuk. Son akşamı bir şeyler ters gittiği belliydi ama biz kendimize bu düşünceyi yediremiyorduk ağır geliyordu. Doktor her dışarı çıktığında bizi oyalıyordu. Son çıkışında ise dediği tek şey '-1e inin ve babanızı görün' oldu. Tabi biz olayın şokuyla -1 morg olduğunu unutmuştuk. O an kelimeler ile anlatılmayacak kadar ağır bir duygular içindeydik. Öldüğün gece bitmek bilmedi dedoşum. biz hala öldüğünü kabullenememiştik taki sabah selanı duyana kadar. Selan okunuyordu dedem, koca çınarın selası okunuyordu. Öğleden sonra cenazen geldi son kez seni görmek istedik tabutunu açtırdık. Ölmüş gibi değil de uyuyor gibiydin. cenaze namazın kılındı, defnetmeye gittik, seni gözlerimizin önünde gömdüler, o soğuk yere koydular seni. Herkes dağıldı yanında tek çocukların, torunların ve anneannem kaldı. Daha sonra torunların olarak sana son kez veda etme zamanı gelmişti, ama hazır değildik sana veda etmeye. Dilimiz varmıyordu. Ama biliyor musun orada yattığını bildiğimiz halde öldüğünü kabullenemedik. Belki yüzüne hiç söyleyemedik ama eğer duyuyorsan bizi, bir yerlerden yada okuyabiliyorsan içimizi, bilmeni isteriz ''sen hep bizim örnek aldığımız'' oldun. Nur içinde yat.